Yatakaltı Müzesi

yahu anlamıyorum ben arkadaş..

bir insan neden ilkokuldan kalma defterinin karton kapağını sırf üzerinde süslenerek işlenmiş bir “5-C” numarası var diye saklama gereği duyar?

ya da neden bir yığın bitmiş; “sözde” tükenmez kalemin evin içinde cirit atmasına neden göz yumar?

bunun sebebini isviçreli bilim adamlarına sorduk.. “biz sizi ararız” dediler..

haklılar biraz da, bir açıklaması olamaz değil mi? bizzat benimdir mesela o obsesif kompülsif eşya biriktirme bozukluğuna sahip olanlardan biri de. size şu anda onlarca birbirinden alakasız nesne çıkarabilirdim çekmecemden, dolabımdan, çantamdan veya kitaplığımdan. hatta biraz kasarsam bir adet tavşan da hortlardı..









ve aklıma hep de kaptan mağara adamı gelir nedense. hatırlayanlarınız vardır, elini postunun altına soktuğunda oradan buzdolabı da çıkarırdı fil de. yatağıma benzetiyorum ben bu çok sevdiğim çizgi kahramanı..

geçen hafta “odamı toplamak” gibi beklenmeyen bir girişimde bulununca hiç aklıma gelmeyecek şeyleri biriktirmiş olduğumu farkettim. yatağımın altı mini bir müze görevi görüyor, saflık içinde geçen ortaokul ve ilkokul yıllarımla günümüz arasında ince bir bağlantı kuruyordu.

aslında en ilginci de hatıra defterimdi. kilidi bile hala üstündeydi; bilirsiniz o kilitleri hani; şu çin malı sahte kilitler. toka soksanız açılırdı.

açtım kurcaladım. şimdi okuyamadığım biçimde kötü yazılmış bir sürü anı satırı vardı. ama istisnasız iki sayfada bir sepet sepet yumurta manisi yazılmıştı, bunu farkettim. “yahu..” dedim. “bir insan hiç mi bakmaz bir önceki sayfaya, aynısı yazılmış mı yazılmamış mı diye..”

oysa ki hatıra defterinin etiğini unutmuşum. bakılmazdı ne önceki ne de sonraki sayfaya..

geçmişe dönüş yaşadım adeta. hatırlarım; dağıtırdım tüm sınıfa, elden ele gezerdi. “benim hakkımda ne düşünüyosanız yazıcaksınız tmam mığ?” derdim. kimisi beni çizmişti o zaman, kimisi de “sana aşık oldum, benimle evlenir misin?” yazmıştı. dumur oldum, sevindim, üzüldüm; hüzünlendim. en önemlisi de çocuklaştım tekrar.

o garip nostalji dalgasına kapıldım..

atmıyorum o defteri şimdi. en sağlam yere sakladım bir iki gün önce. hatta anasını satayım, yırtık defter kapağımı da sakladım tekrar. uhu kullanarak “5-C” yazmıştım; üstüne de bolca pembe sim pulu dökmüştüm. evet benim kıymetlim onlar, atmıyorum hiçbirinissi. defterims..

+kızım iyi misin biri tıslıyo gibime geldi?
-iyiyiss an.. iyiyim anne!
+şu çorapları atıyorum bak haberin olsun.
-dur dur! giyicem onları ilerde.



Hiç yorum yok: